Bu eser, 2015 yılında İlknur Dayoğlu tarafından özgün olarak tasarlanmış ve işlenmiştir. Ortada, hattat Ceyhun Oydem tarafından yazılan, güçlü ve zarif bir “Vav” harfi yer almakta; çevresi ise Osmanlı çini sanatının en göz alıcı örneklerinden esinlenen desenlerle zenginleştirilmiştir.
Sanatçı, Topkapı Sarayı Sünnet Odası’nın giriş avlusunda yer alan çinilerden ilham almış, bu desenleri kendi estetik anlayışıyla özgün bir kompozisyon içinde birleştirmiştir. Eserin genel yapısında, simetrik dairesel düzen içinde sekiz adet geleneksel çini rozeti ve onları çevreleyen hareketli bir çini bordür kompozisyonu yer alır. Turkuaz, lacivert, yeşil ve kırmızının canlı tonları, Osmanlı çini sanatının zamansız zarafetini ve doğaya duyduğu hayranlığı yansıtır.
Vav harfi, İslam estetik ve tasavvuf geleneğinde çok özel bir yere sahiptir. Vav, şekil olarak anne karnındaki insanı andırır; tevazu, teslimiyet ve yaratılışı simgeler. Tasavvufî yorumlara göre insan, doğası gereği Allah’a karşı eğilerek, boyun bükerek var olur; tıpkı Vav harfinin doğal kıvrımı gibi. Ayrıca “Vav” harfi, Kur’an-ı Kerim’de sıkça geçen “ve” bağlacını da temsil eder; iki şeyi, iki kavramı birleştiren, bir araya getiren anlamlar taşır.
Bu eserin merkezine yerleştirilen Vav harfi, yaratılışın başlangıcını, hayatın tevazu içinde akışını ve ilahi kudrete teslimiyeti sembolize eder.
İlknur Dayoğlu, Topkapı Sarayı’ndaki çinilerden esinlenirken özellikle doğal formlar, dairesel düzenler ve sonsuz desen akışları üzerine odaklanmıştır. Bu eserinde, klasik Osmanlı çinilerinde sıkça rastlanan hatâyî çiçekleri, stilize yapraklar ve penc tasarımı unsurlarını ustalıkla bir araya getirmiştir. Turkuaz zemin, gökyüzünün sonsuzluğunu; yeşil yapraklar doğanın tazeliğini, kırmızı detaylar ise yaşam enerjisini temsil eder. Sekiz dilimli rozet yapısının her biri, doğanın sonsuz düzenini ve ilahi estetiğin yeryüzüne yansımasını gözler önüne serer.
Desenlerin merkezden çevreye doğru hareketi, ruhun ilahi olana doğru yolculuğunu andırır.
Bu kompozisyonda çini desenleri sadece görsel bir süsleme değil; hayatın ve kainatın uyumlu döngüsünün sanatla ifadesidir.
İlknur Dayoğlu, bu çalışmayı tasarlarken gelenekselin derin ruhunu modern bir estetik anlayışla yeniden yorumlamayı hedeflemiştir. Merkezde tevazuyu, yaratılışı ve şifayı simgeleyen Vav harfi; çevresinde ise doğanın ve ilahi düzenin tezahürü olan çini desenleri ile bütünleşmiştir.
Eserde hem göz hem gönül için bir denge ve akış oluşturulmuştur.
Bu eser, bakıldıkça derinleşen bir hikâye anlatır: İnsanın yaratılıştaki saf hali, kainatın sonsuz düzeni ve Allah’a boyun eğerek şifa bulma yolculuğu…
Bu eser hem gözün hem de ruhun huzur bulduğu, zarafet ve maneviyatı buluşturan özel bir sanat yolculuğudur.