eserler

Kâbe: Korunan Mabedin Hikâyesi

İlknur Dayoğlu’nun 2021 yılında tamamladığı bu eser hem manevi bir bağ hem de tarihi bir anlatının derinliklerinden beslenir. Sanatçının annesi Zehra Hanım’ın Kâbe ziyaretiyle aynı dönemde yapımına başlanan bu özgün tasarım, İlknur’un iç dünyasındaki saygı, hayranlık ve şükran duygularının estetikle buluşmuş hâlidir. Eserin merkezinde yer alan Kâbe, İslam dünyasında tevhidin sembolüdür. Allah’a yönelişin ve birliğin simgesi olan bu yapı, burada hem kutsal hem korunmuş hem de geçmişten geleceğe akan bir zaman çizgisinin mihenk taşı olarak resmedilmiştir.

Eserin en çarpıcı detaylarından biri, üst bölümde yer alan Ebabil kuşlarıdır. Kuşlar adeta Kâbe’nin etrafında kanat çırparken, onu görünmeyen bir çember gibi sarar. Bu kompozisyon, Fil Suresi’nde geçen ve İslam tarihinde “Fil Vakası” olarak bilinen mucizevî olaya doğrudan bir göndermedir. Fil Vakası, İslam peygamberi Hz. Muhammed’in doğduğu yıl olan 570 yılında gerçekleşmiş ve Kâbe’nin korunmasına dair ilahi bir müdahale olarak anlatılmıştır. Yemen Valisi Ebrehe’nin, devasa fillerle Kâbe’yi yıkmaya kalkıştığı bu saldırı, Allah tarafından gönderilen Ebabil kuşlarının, üzerlerine attığı taşlarla püskürtülmesiyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu olay, İslam inancında Allah’ın Kâbe’yi koruduğunun somut bir göstergesidir. İlknur, bu mucizeyi sadece bir motif değil, bir koruyucu aura olarak esere işlemiştir.

Eserin alt kısmında yer alan hurmalık ve deve kervanı sahnesi, Mekke’nin coğrafi ve tarihî dokusuna bir saygı duruşudur. Sağ alt köşede görülen deve üzerinde anne ve çocuğun sembolik yolculuğu, bir yandan Hac yolculuğuna, diğer yandan Zühre Hanım’ın ziyaretine nazik bir atıftır. Solda yer alan ve içinden çiçek çıkan ev, Hz. Muhammed’in evi olarak betimlenmiş; burada çiçekler onun peygamberliğinin rahmetini ve insanlığa getirdiği ışığı simgeler. Bu motif, İlknur’un tasarımında özel bir duygu yükü taşır. Ev hem peygamberin doğduğu yer, hem de alemlere rahmet olarak gönderilen bir varlığın başlangıç noktasıdır.

Renk kullanımı, özellikle arka fondaki gün doğumunu andıran pembe-turuncu geçişleri, bir uyanışı ve ilahi korumanın sıcaklığını yansıtır. Kâbe etrafındaki yapılar, sade ve simetrik bir düzenle yerleştirilmiş; bu da hem kutsal mekânın düzenini hem de zamanla oluşan ruhani katmanlarını ima eder.

İlknur bu çalışmasında sadece tarihsel bir olayı canlandırmakla kalmamış, aynı zamanda inançla yoğrulmuş bir mekânın ilahi boyutuna da dikkat çekmiştir. Eser, korunanın yalnızca bir yapı değil; inanç, sadakat ve dua olduğunun altını çizer. Her kuş, her taş, her bulut, bu korunmanın bir parçasıdır.

Kâbe’nin Gölgesinde

Ebabil iner gökten, taşla değil nurla,
Kâbe’ye dokunamaz ne kin ne orduyla.
Bir çiçek açar kalpte, Zehra’nın duası,
Zaman susar secdede, sükûtla ve huşûyla.

Ready to create something amazing?

Lets Work Together

Get In Touch