eserler

Bursa Yıldırım Darüşşifası 

İlknur Dayoğlu’nun 2023 yılında gerçekleştirdiği bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk hastanesi olarak kabul edilen Bursa Yıldırım Darüşşifası’na adanmıştır. Sanatçı bu eseri, yalnızca tarihî bir yapının temsili olarak değil; aynı zamanda iyileşmenin, desteğin ve şefkatin mekânsal bir sembolü olarak ele almıştır. İlknur için hastaneler yalnızca tedavi edilen yerler değil, aynı zamanda hayatın sınırlarının, insan dayanışmasının ve sabrın en derin şekilde hissedildiği alanlardır. Erken yaşta babasını kaybedişi ve kardeşinin genç yaşta geçirdiği ağır hastalık süreci, onun hastane mekânlarına olan bakışını derinleştirmiş; bu eser de o kişisel hafızadan beslenmiştir.

Minyatürde, külliyeye ait planlı mimari yapı, iç avlusundaki simetrik bahçe düzeniyle birlikte betimlenmiştir. Yapının merkezinde, iyileştirici doğanın sembolü olan bahçeler yer alır. Ağaçların uyumu, kuşların huzur veren uçuşu ve yeşilin tonları, bu yapının yalnızca beden değil ruh için de bir şifa merkezi olduğunu anlatır. Eserin ön planında oturan,tedavi eden ve edilen kişiler, dönemin hekimlerini, öğrencilerini ve muhtemelen hastaları temsil eder. Bu sahne, Darüşşifa’nın yalnızca bir tedavi merkezi değil; aynı zamanda tıp eğitiminin, aklın ve bilimin yaşatıldığı bir okul olduğunu vurgular.

1390-1394 yılları arasında Yıldırım Bayezid tarafından inşa ettirilen Bursa Yıldırım Darüşşifası, taş ve tuğladan inşa edilmiş sağlam mimarisiyle günümüze dek ulaşmıştır. Osmanlı’da hem fiziksel hem de ruhsal tedavinin bütüncül bir anlayışla ele alındığı ilk merkezlerden biri olan bu yapı, aynı zamanda müzikle terapi gibi dönemin ileri tedavi tekniklerine ev sahipliği yapmıştır. 19. yüzyılda bir süre baruthane olarak kullanılmış, bu nedenle halk arasında “Baruthane” olarak da anılmıştır. Günümüzde Göz Vakfı Hastanesi olarak hizmet vermeye devam eden bu yapı, hem geçmişin bilgisini hem de bugünün hizmetini bir arada taşımaktadır.

İlknur Dayoğlu, bu eserinde yalnızca mimariyi değil, iyileşmenin estetiğini de minyatür sanatının diliyle resmetmiştir. Doğayla iç içe geçmiş yapının çevresiyle kurduğu uyum, sanatçının şifaya olan inancını ve geçmişte yaşadığı kişisel deneyimleri sanat yoluyla dönüştürme çabasını yansıtır. Bu minyatür, sadece bir yapının temsili değil; aynı zamanda sabrın, sevginin ve dayanışmanın görsel bir hatırlatıcısıdır.

Ready to create something amazing?

Lets Work Together

Get In Touch