İlknur Dayoğlu’nun 2021 yılında gerçekleştirdiği bu çalışma, “Şifahaneler Projesi” kapsamında tasarlanmış özgün bir minyatürdür. Eser, geçmişte yalnızca kâğıt üzerinde kalmış bir hayali, sanatın diliyle görünür kılma çabasıdır. Berlin Hamidiye Hastanesi, Sultan II. Abdülhamid’in vizyonuyla planlanmış; ancak inşaatı başlamamış bir projedir. Sanatçı bu unutulmuş hayali, birkaç gravür ve mimari çizime dayalı olarak yeniden yorumlamış hem tarihi bir fikri canlandırmış hem de iyileştirici mekânların ruhunu bugüne taşımıştır.
Bu hastane projesi, dönemin en önemli mimarlarından Kemaleddin Bey tarafından, Osmanlı’nın Batı ile kurmak istediği yeni ve daha dengeli ilişkiyi mimarlık üzerinden ifade etmenin bir yolu olarak ele alınmıştı. Geleneksel Osmanlı yapı unsurlarını barındırmakla birlikte, Avrupa’daki modern tıp merkezlerinden ilham alan planlama anlayışıyla tasarlanmıştı. Yapının kubbeleri, giriş revakları, taş cepheleri ve simetrik duruşu bu birleşik dili simgeler.
Eserde ıhlamur ağaçları ile çevrili yapının etrafındaki huzur ve duruluk, bir hastanenin taşıması gereken iyileştirici atmosferi vurgular. Kuşların gökyüzünde süzülmesi, şifaya ve umuda açılan kapıları sembolize ederken; minyatürün merkezinde yükselen hastane binası, inşa edilemeyen bir yapı olmasına rağmen sanatsal hafızada var olmaya devam eder.
Bu hastane projesi aslında klasik Osmanlı yaklaşımındaki “çeşme” gibi, halka hizmet götüren ve hayır amacı taşıyan bir yapının modern karşılığı olarak düşünülmüştür. Su nasıl bedenin ihtiyacını karşılıyorsa, hastane de cana ve sağlığa su gibi dokunmayı hedefler. II. Abdülhamid’in bu projeyle Almanya ile olan siyasi ve kültürel bağları güçlendirmek istemesi, aynı zamanda Osmanlı’nın bilim, tıp ve mimarlık alanlarında Batı’yla aynı masaya oturmak istediğinin bir göstergesidir.
İlknur Dayoğlu, bu eseriyle sadece bir yapıyı değil, bir dönemin ruhunu resmetmiştir. Minyatürün dilinde geçmişin hayalleri saklıdır; sanatçının fırçasında ise o hayaller yeniden hayat bulur.